Mirza Alakbar Sabir'in Seirleri

Mirza Alakbar Sabir'in Seirleri

Kelime

Ey söz, hayır desem cennette mutlu olursun, Işığını senden alıyor. Sen hafif bir gerçeksin ve gerçek sana vahyedildi Kim, bana verirsen, bana bir hediye ver. Bazen tahtaya yazılır, bazen kalemle yazılır, Bazen tahtta misbah, bazen farşta mişkat. Subhi-Azali tecelli ettiğinde uzundur, Dünyayı kaplayan karanlık yıkıldı. Yaşanan tüm aşıklar, Arbabi-kamalat isyan ediyor. Sevgi dolu bir tanrı gerçektir, İnsanlar kişiyle gurur duyuyor. Asileri hep itaat etmeye zorluyorsun, Cemaat senin etkinle eriyip gidiyor. Ey iyi kalpli vicdan, iyi kalpli vicdan! Ey cam kalp, ışık hayal gücü! İnsan eğitimi verdiğin için - Sonuçta, bu sizin için müzik. Fusahayi-Arap, ilzam yapan sensin, Izhar belagatlidir, aya nuri-makamat. Vicdanın dili Sabira, yayınla, Sonuna kadar kalpte mükemmellik vardır.

Coşku

Coşku insanı hayata, Atalet kişisel memeleri çeker; Coşku maddeyi kibire indirger, Atalet felaketle boğuşuyor; Tutkunun piranhası zihnin bir becerisidir, Atalet sıvısı kederdir; Tutku ve gururun yok edilmesi, Ataletten binlerce utanç doğar; Tutkunun çölü güvenli bir alandır, Atalet bir hatadır; Coşku ilerleme gerektirir, Atalet harekete yol açar.

Doktor ve hasta

Doktora gitti ve hastalandı. Dedi ki: “Midemde bir ağrı var; Bana bir çare ver, beni iyileştir Ben ölüyorum, sakin ol." Doktor hemen nabzını tuttu: "Ne yedin?" - soruyu sorduğunda, Yanık ekmek yedim doktor bey dedi. Fazladan bir şey yemem." Doktor onun sözlerini dinledi: Gözlerine biraz ilaç dökmek istedi. Hasta: "Karnım ağrıyor, gözlerim, Yoksa ne demek istediğimi anlamıyor musun?" Doktor ona şöyle dedi: "Seni aptal, Bir kusurun yoksa, bir gözün olmalı. Senin asla yanmaman gerekiyordu Onun için, eğer faydalı ise şifa ver."
568 Views