HZ.PEYGAMBER (S.A.V.), ZAHRA (A.S.) HEYDİ VE BAŞINA ÇIKARACAK BELALARI KONUŞUYOR!
Hz. sadece babalık duygularından dolayı değil. Kızına iri gözlerle baktı, büyük bir makama sahip olduğunu biliyordu. Çünkü onda pek çok fazilet ve fazilet müşahede etmiştir.
Peygamber Efendimiz (sav)'in kızı Fatıma Zehra'ya (a.s.) olan sevgisi Fatıma'ya şükürler olsun!" (Benim için en sevilen ve en sevilen kişi Fatıma'dır!)- onun yüksek statüsünü insanlara tanıtmak istedi. Çünkü çok iyi biliyordu ki bir süre sonra sevgili kızı akıl almaz vahşetlere maruz kalacaktı. Kimse bahane uydurmasın, kimse Zehra'yı (a.s.) tanımıyorduk diyemesin diye Peygamber (s.a.v.) insanlara delilleri tamamlamak istedi. Peygamber (s.a.v.) bu maksatla onun hakkında şöyle buyurmaktadır:
"Onu tanıyan tanır, tanımayan bilsin: "O, Muhammed'in kızı Fatıma'dır, o benim bedenimin bir parçasıdır, o benim kalbim ve bedenimin ruhudur. Onu kim incittiyse gerçekten beni incitmiştir ve kim beni incitmişse gerçekten Allah'ı incitmiştir. (Kashful-gumma", cilt 1, s. 466.)
Başka bir hadiste şöyle diyor:
"Fakat kızım Fatıma! Muhakkak ki O, baştan sona dünya kadınlarının efendisidir. O benim bedenimin bir parçası, gözümün nuru, kalbimin meyvesi ve bedenimin ruhudur."
"O, insan suretinde bir huridir. İbadet mihrabında Rabbinin huzurunda dururken, yıldızların nuru yer ehli için parladığı gibi, gök melekleri için de nur parlar.
Cenâb-ı Hak meleklerine şöyle buyurmaktadır: “Ey meleklerim! Temiz cariyem (kulum) ve cariyelerimin efendisi Fatıma'ya bak, bak nasıl duruyor benim dergâhımda? Benden korktuğu için bedeni neden titriyor? Bana tüm kalbiyle nasıl tapınıyor? Onun Şiilerini cehennem ateşinden kurtaracağıma seni şahit tutuyorum!”
Bunun üzerine Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu:
"Fatima'yı her gördüğümde, benden sonra başına gelecek hâdiseleri, sanki evine zillet gelmiş, hürmeti ayaklar altına alınmış, hakkı gasp edilmiş, mirası elinden alınmış, kaburgaları kırılmış, rahmindeki çocuk ezilmiş, "Ey Muhammed!" Onun inlediğini görüyorum, ama kimse ona cevap vermedi, yardım için haykırdı, ama kimse onu duyamadı! O, Ehl-i beytimden hüzünlü, sıkıntılı, haklarından mahrum ve katledilmiş halimde bana katılacak ilk kişidir."
O zaman diyeceğim ki: "Tanrım! Ona zulmedenleri lanetle, hakkını gasp edenleri cezalandır, onu küçük düşürenleri alçalt ve evladını güçsüz düşürenleri cehennemde ebedî kıl." Bu sırada melekler "Amin" derler! ("Amali", Şeyh Saduk, 24. toplantı, hadis 2.)
Yazar. Rza Şukurlu
Source.Maide.az