Kara destan ( Almas Yıldırım )
Tanrıdağ'ın yaşını kimse bilmiyor.
Sisli Altay'ın başı.
Devlet kuşunu başından uçurdu,
Servetine sırt çevirdiğinde, hey
Eski Türk'ün başı dertte
Dört bir yana dağılmış Türk soyları,
Sönmüş ocak, uzaklaştı,
Sorunlu akan bozkır nehirleri,
İçinden gizli bir umut
Eski Türk'ün başı dertte
Beyaz alnına kara yazı yazılır,
Yaylalarda düzen bozulur,
Gelinlerin sık saçları çözülür,
Hatırlandı, dediler, ah, hey...
Yaşlı Türk'ün başı dertte hey...
Dağlara çarptıktan sonra doğanlar,
Kayalarda iz bırakan kırmızı kan,
Yılanlar ordulara komuta etmez,
Engelleri yıkan kararname nerede?
Eski Türk'ün başı dertte
Yıkık Buhara, Başkendi,
Yas Semerkand, Taşkent,
Köye anlatır, köyün gözlerinden yaşlar,
Şarkıcı yok, yazar yok, şaman yok
Eski Türk'ün başı dertte
Kazan, Başkurdistan battı, Kırım süpürüldü,
Yarım gözlü dedem,
Komşularım, tüm eşyalarım götürüldü,
Sibirya'da inanç var mı?
Eski Türk'ün başı dertte
Türk elleri birbirine yabancı,
Kazak, Kırgız, Türkmen, Özbek denir.
Azeri Türkü yanıyor, içten içe yanıyor,
Anavatanınızın içinden bir duman
Eski Türk'ün başı dertte
Uzun yıllar uyuyan eller uyanmaz,
Tarım Nehri doğru yolda değil,
Hey, Amu Darya sesleri, duyulmuyor
Bu ilaç nehirde bırakılmaz
Eski Türk'ün başı dertte
Hazar heyecanlanır, Kurun'a rapor verir,
Dere gidiyor, Kura sürünüyor ve sürünüyor,
İdil beyazlılar, Altun Ordu'nun yerine,
Aral köyünün varlığına üzülüyorum
Eski Türk'ün başı dertte
Azerbaycan hüzne boğuldu,
Sevilenler bir yerden bir yere kovalandı,
Ağla şair ağla memleketin yıkıldı
Tavla sopası, tavla kırık yay hey?!
Narda'da büyük vatan var, Narda'da Turan ha?!