Gerçek bir hayat hikayesi….

Gerçek bir hayat hikayesi….

"Sürekli iş seyahatindeyim. Bir gün iş gezisinden dönerken tatsız bir durumla karşılaştım. Bunun üzerine geldiğim vagonun kompartımanında yalnızdım ama bir sonraki istasyonda yolcular bindi. tam olarak hikayemin ana hikayesi olan yolcular olan kompartıman. Onlar kahramanlar. Bu tabii ki beni mutlu etti, tek başıma gitmek elbette stresliydi ama sevincim uzun sürmedi. Nereye gidiyoruz, bizden önce gelenler sizlersiniz” yanıtı geldi. Rusya vatandaşı olmama rağmen bu tür sözlerle sık sık karşılaşmama rağmen yine de bu sözler moralimi bozmadı. Yorgun olmalılar diye düşündüm, bu yüzden çok agresifler. Eşyalarını yerleştirdikten sonra beni umursamadan kendi aralarında konuşmaya başladılar. Yol arkadaşlarım bir yaşında bir erkek, bir kadın ve bir genç kızdı. Yemek sırasında malzemelerimi masaya koydum ve onları da davet ettim. Adam çok kızmıştı: "Sizin yemeğinize ihtiyacımız yok. Kendini ye." Dürüst olmak gerekirse, bir insanın bu kadar öfkelenebileceğini düşünmemiştim, hatta iştahım kaçtı. Adam sigarasını alıp kompartımandan ayrıldı, ardından karısı. Ben ve genç kız kompartımanda kaldık. Kız dedi ki: Biliyorsun, babam Ermenilerden nefret eder. Onu bir Azerbaycanlı olduğuma ve Ermenilerden nefret etmek için çok iyi nedenlerim olduğuna ikna etmeye çalıştım." Sonra bu nefretin sebebini sordum, kız bunun uzun hikaye olduğunu, anne babası yattıktan sonra bana detaylıca anlatacağını söyledi. Gece herkes uyuduktan sonra Sveta bana hikayeyi anlatmaya başladı: 15-16 yıl önce köylerine Azerbaycan'dan Ermeni mülteci bir aile geldi, dört çocuklu, bir baba ve bir anneden oluşan büyük bir aileydiler. Babasının adı Vartan, annesinin adı Seda'dır. Bu aile son derece fakirdi. Kollektif çiftliğin başkanı onlara bir ev verdi ve Varta'nın karısını kollektif çiftliğe sütçü olarak aldı. Yol arkadaşlarımın yanında yaşadılar. Vitya Amca (bana kızan Sveta'nın babası) bir ahşap dükkanında çalışıyordu. Köylüler, Varta'nın ailesine acıdı. Daha ilk gün Vitya Amca eti kesti, yarısını komşularına verdi, ayrıca yağ, süt ve diğer yiyeceklere yardım etti. O zamanlar herkes zar zor geçiniyordu ama buna rağmen herkes Varta'nın ailesine yardım ediyordu. Vitya amca onunla aile dostluğu kurdu, Varta'yı marangozhanesinde çalıştırdı. Sveta'ya göre bazen Vartangil'de bazen de Vitya'nın evinde toplanır, güler ve eğlenirlerdi. Bir süre sonra b Vartan kendine küçük bir çiftlik kurdu ve burada domuz, koyun ve inek beslemeye başladı. Ve bir gün Vitya Amcayı kovup yerine Varta'yı atadılar. Bu dönemde Vartan kendisine iki katlı bir ev yaptırmış, artık komşularını ziyaret etmemiş, hatta onlarla bağlantısını bile kesmişti. Bir gece Vitya Amca bahçeye çıktı ve gördüğü manzara karşısında konuşması kurudu. Vartan ve oğulları, geceleyin bahçesinin yarısını çitle çevirerek tarlalarına eklemişlerdi. Vitya Amca sabaha kadar uyuyamadı. Sabah erkenden kalkıp kapılarına gitti: "Utanmıyor musun, benim toprağımı seninkine nasıl katarsın?" Ve Vartan, moralini bozmadan sakince, "Ne oldu da bir ara benim topraklarımdan senin topraklarına küçük bir toprak parçası kattın da sesimi yükseltmedim" dedi. Artık bana bir iyilik yaptığın için hiçbir şey yapmam gerekmiyor, bence bu daha adil." Bu sözler Vitya amcayı hem şaşırttı hem de kızdırdı, çünkü bu Ermeni'nin burada hiç toprağı olmamış. Sveta'ya göre Vartan artık çok yönlü bir insan, tüm akrabalarını etrafına toplamış. Artık kolhoz olmadığına göre, bir zamanlar ona yardım eden köylüler onun altında çalışıyor. Şimdi Vartan, Vitya Amca'yı evini ve arazisini kendisine satmaya zorluyor ama Vitya Amca onu prensip olarak reddediyor. Bu noktada yüksek sesle gülmeye başladım. Vitya Amca da benim kahkahalarıma uyandı. Onlara Karabağ sorunumuzu, Ermenilerin bu topraklar üzerindeki iddialarını anlattım. Maalesef bir sonraki istasyon benimdi, Vitya Amca ile vedalaşıp trenden indim. Böyle bir hikayeye bakın. Not: Varta'nın çok güçlü bağlantıları olduğu için burada Vitya Amca ve ailesinin güvenliği için tüm isimler değiştirilmiştir.
Yazar: Eldar Aliyev
Çeviri: Rzayeva Naila
Kaynak.kaizen.az
568 Views