Kıblemiz Kabe'dir

Kıblemiz Kabe'dir

Namazda Kabe'ye dönülür. Dua için yöneldiğimiz yöne kıble denir. Ancak hangi yöne dönersek dönelim, Allah katında doğrudur. Ancak Kabe gibi kutsal bir yere dikkat çekmek bize İbrahim'in tevhid çizgisini hatırlatır ve tevhidi ilham eder. Namazı Kâbe'ye doğru kılmak emredilmişse, bu talimata uymak lâzımdır. Bunu yapmazsak ibadetimiz teslimiyet ve kulluk tavrından uzak olur. İslam'ın ilk zamanlarında Beytü'l-Mukaddes, uzun yıllar Müslümanların kıblesiydi. Resûl-i Ekrem (s.a.v.), put şekline bürünen Kâbe'yi ibâdet kıblesi yapmak istemiyordu. Ancak hicretten sonra ortaya çıkan şartlar neticesinde Müslümanların kıblesi Mescid-i Haram'a çevrildi. Bunun sebeplerinden biri de Yahudilerin Müslümanlara hakaret etmesiydi. "Senin kıblen yok, bizim kıblemize dönerek namaz kılıyorsun" dediler. Peygamber (sav) bu duruma çok üzüldü. Allah'tan yardım bekliyordu. Bunun üzerine âyet nazil oldu ve nerede olursanız olun Mescid-i Haram'a dönüp namaz kılmanız emredildi. (Kıble değişikliği, Bakara Suresi 142-149. ayetlerde yaygın olarak bildirilmektedir.) Kıble değiştirme ayetleri, tarih boyunca Müslümanlara, ibadetle ilgili konularda bile bağımsız olmayı ve onurlu yaşamayı öğretmektedir. Kıbleyi değiştirme talimatı da Müslümanlar için bir imtihandı. Bununla kimlerin Allah'ın emirlerine tam olarak uydukları, kimlerin bahaneler ve itirazlar bulduğu ortaya çıktı. Bir başka delil de Yahudilerin Müslümanlara, "Sizin kıbleniz yok, siz bizim kıblemize doğru namaz kılıyorsunuz" dememesiydi. Bu mesele Müslümanların kimliğine bağımsızlık kazandırmıştır. Müslümanlar Kabe'ye doğru ibadet etmelidir. Uyurken ve yemek yerken de yüzük takmak müstehabdır. Hayvanlar kesilmeli. Değilse etleri haram olur. Her konuda tevhid Kabe'sine yönelmek, Müslümanlara ilahi düşünce ve iman dersi vermektedir. Bununla Müslümanlar uyanır ve sürekli Allah'ın evine dikkat ederler. Ayrıca Kabe'ye yönelmek güzel, ilginç bir birlik ve düzen oluşturur. Dünyanın her yerindeki Müslümanlar namazda o ilahi merkeze yönelirler. Bir kimse gökten yerde namaz kılanların saflarına bakarsa, Kâbe merkezli daireleri görür. Tevhid, Müslümanların makamlarının, ruhlarının, kalplerinin ve düşüncelerinin odak noktasıdır. Kıbleye dönerek Müslümanlar arasında astronomi, coğrafya ve görünüş bilimi gelişti. Evet Kabe, İbrahim (a.s), İsmail (a.s) ve Muhammed (sav)'in tevhid mücadelesinin bir kalıntısıdır. Mehdi (a.s.) isyanında Kabe'yi de anacaktır... Kaynak. Maide.az – Eğitim bölümü
568 Views