İnsan gözü 15000'den fazla renk seçme yeteneğine sahiptir. Bu, insan gözünün arkasındaki 3 pigmente dayanmaktadır. Bu pigmentler kırmızı, yeşil ve mavidir. Pigmentler sayesinde sinyaller kodlanarak beyne gönderilir ve beyin renkleri belirler. Ancak bahsedilen 3 pigmentten birinin veya üçünün birden eksikliği kişinin “renk körü” olmasına neden olur.
1700'lerin sonlarında yaşamış İngiliz bilim adamı John Dalton'un kendisi de bu eksiklikten muzdaripti ve "renk körlüğü" bilimini ilk kez açıklamaya çalışan kişi oldu.
Kalıtsal olan bu eksiklik sonucunda insanlar renkleri birbirinden ayırt etmekte zorlanırlar. Renk körü insanlar, diğer insanlardan çok farklı bir renk dünyası anlayışına sahiptir. Yani bu kişilerin ana ana renkleri mavi ve sarıdır.
Kalıtsal olan bu eksiklik daha çok erkeklerde görülebilmekle birlikte çok küçük bir yüzde ile kızlarda da görülmektedir. Erkek çocuklarda bu eksikliğin olması için anne babadan birinde bu eksikliğin görülmesi yeterlidir. Ancak kız çocuklarında anne ve babanın ikisinin de renk körü olması gerekmektedir. Dünyadaki erkeklerin %8'i ve kadınların %0,5'i renk körüdür.
Sözü edilen eksikliğin, bundan muzdarip taraflar için bir takım zorluklara neden olduğu bir sır değildir. Bu zorlukların başında gelen alan ise elbette ki iş bulmada yaşanan sorunlardır. Yani renk körü bir kişinin polislik, denizcilik, şoförlük, elektrikçilik, laboratuvar araştırmaları, moda gibi alanlarda çalışması mümkün değildir.
Kaynak. bilgibazarı.com
