İki hastanın hikayesi
İki yatak ve ölüm kalım savaşı veren iki hasta.
Yataklardan biri pencerenin önünde, diğeri duvarın dibinde.
"Bugün deniz dünden daha sakin . Rüzgar dünkü gibi esmiyor. Denizde yüzen beyaz yelkenler uçuyor gibiydi.
Peki ya park?
Parkta henüz kimse yok. Salıncaklar da boş. İşte geçen haftaki sevgililer. El ele tutuşmuşlar. Banklardan birinde oturuyorlar. Gözlerini birbirlerinden ayırmıyorlar. Oğlan kıza bir şeyler fısıldıyor.Keşke kendi gözlerinle görebilsen.
Güller bugün kutlama yapıyor gibi.Açmışlar ki her tarafı kırmızıya boyanmış. Ve şimdi çocuklar parkı süslemeye geldiler.Ellerinde rengarenk uçurtmalar ve balonlar var.Umutlarını gökyüzüne uçuruyorlar gibi.
Bugün martılar da harika vakit geçiriyor. mavi denizin üzerinde yan yana, bazen suya dalarlar...”
Günler böyle geçer, hasta her gün pencereden gördüklerini arkadaşına anlatır.
Kalbini bir gen kapar. pencere kenarındaki hasta.duvarın dibindeki hasta butona basıp doktoru çağırsaydı belki arkadaşını kurtarabilirdi.
Ama butona basmadı.çünkü refakatçisi öldükten sonra, pencere önündeki yatak boşalacak ve bu yatağa taşınacaktı.böylece bugüne kadar kulaklarıyla duyduklarını gözleri ile görecekti.çok geçmeden arkadaşı öldü.ertesi gün onlar onu pencerenin önündeki yatağa taşıdı. Beklediği an gelmişti. .Endişeyle pencereden dışarı baktı. Ama...
Ama dışarıda siyah bir duvardan başka bir şey yoktu.
Kaynak. kaizen.az