FATIMEI-ZAHRA LADI (S.A.) BABASI OLAN PEYGAMBER(S)'DEN SONRA
Resulullah (sav) ) öldü, Medine halkının tamamı yas tuttu. Bu ayrılık en çok yakınlarını etkiledi. Ancak hiç kimse Fatıma Hanım (as) kadar üzülemezdi, hüznü giderek artar, gözyaşları dinmezdi.
Hz. Fatıma'nın (asm), Peygamberimiz (sav)'in vefatından yedi gün sonra babasını ziyaret niyetiyle evden ağlayarak kabre gittiği rivayet edilmektedir. Babasının mezarına yaklaşır yaklaşmaz bayılır ve mezarın üzerine düşer. Medineli kadınlar, Hz. Fatıma'nın (as) yüzüne su serperek onu kendine getirdiler. Bunun üzerine Hz. Fatıma (as) ağlayarak babasına dönerek: "Babacığım gücüm tükendi, sabrım tükendi. Düşmanım sevinir ama keder beni öldürür. Ah canım babam! Senden sonra daha yalnızım, sesim sustu, belim burkuldu ve hayatım birbiriyle çarpıştı. Senden sonra korkunç günlerim geçiyor. Şimdi beni sakinleştirecek kimse yok. Üzüntüm gün geçtikçe artıyor... Atajan senden sonra halk yüz çevirdi bizden. Merak ediyorum ne zaman geleceğim sana? Ey Allah'ım, ölümümü çabuklaştır, çünkü dünya ve hayat benim için çoktan küçüldü!”
Hz. Fatıma (as) ağlayıp içini boşalttıktan sonra evine döndü. Gece gündüz ağladı, gözyaşı döktü. Medine ileri gelenlerinden bir grup İmam Ali'ye (a.s) gelerek şöyle dediler: "Fatıma (a.s) gece gündüz ağlıyor. Senden Fatimah'ı gece veya gündüz ağlamasına izin vermeni istiyoruz.
İmam Ali (a.s) şöyle buyurdu: "Pekala, isteğinizi kendisine ileteceğim."
İmam Ali (a.s), Fatıma'nın (a.s) yanına geldi ve onun bembeyaz olduğunu gördü. Fatıma (a.s), İmam Ali'yi (a.s) görünce biraz sakinleşti. İmam Ali (a.s) Fatıma'ya (s.a.) şöyle buyurdu: "Medine ileri gelenleri benden yalnız gece veya gündüz ağlamamı istediler."
Fatıma (a.s): "Ey Ebülhasan! Bu insanların arasında çok az yaşayacağım ve yakında onlardan ayrılacağım.
Bundan sonra İmam Ali (a.s), Medine evlerinden uzakta, "Baki" mezarlığında Fatıma (s.a.) için küçük bir ev (ağlamak için) yaptı. Bu eve "Beytül-ahzan" yani "Hüzünler Evi" adını vermiştir.
Fatıma her gün şafak sökerken yanında Hasan (a) ve Hüseyin (a) ile birlikte bu eve gelir ve ağlardı. Akşamları İmam Ali (a.s) gelip onları evlerine götürürdü.
UHUD ŞEHİTLERİ HZ. FATIMA (S.A.)'NIN KABRİNİN YANINDA
Hz. Fatıma'nın (as), Peygamberimiz (sav)'in vefatından sonra ya yetmiş beş ya da doksan beş gün yaşadığı rivayet edilmektedir. Bu süre zarfında kimse onun gülümsediğini görmedi. Haftada iki kez (I. ve III. günler) "Uhud" şehitlerinin kabirlerine gider, namaz kılar, dualar okurdu. Ölene kadar da bu görevine devam etti."
Mahmud ibn Lübeyd'den rivayet edildiğine göre, İslam Peygamberi (sav)'in vefatından sonra Fatıma Hanım (as) babasının kabrine gelir ve ağlardı. Fatıma'nın (as) ağladığını gördüm. Sakinleştikten sonra Fatıma'ya (asm) yaklaştım ve: "Ey hanımlar! Sana böyle dayanamıyorum."
Fatıma (a.s): "Ey Ebû Ömer! Ağlamam uygun değil. Çünkü en iyi babaları kaybettim. Kalbim babamı görmeyi özlüyor."
HZ. FATIMA'NIN (S.A.) DUASI VE VİSATİ
İmam Bakır (a.s) şöyle buyuruyor: "Peygamberimizin vefatının üzerinden 50 gün geçti. Hz. Fatıma'nın (as) hastalığı ağırlaştı. Bu hastalıkla öleceğini biliyordu... Hasta olduğu zaman şöyle dua ederdi: "Ey diri ve kudret sahibi Allah'ım, senin rahmetine sığınırım, beni cehennem ateşinden uzaklaştır ve beni bir eyle. cennet ehlinden!"
İmam Ali (a.s) Fatıma'ya (s.a.) şöyle derdi: "Allah sana tez zamanda şifa versin."
Hz. Fatıma (as), "Ya Ali, sabret, beni gece defnedeceksin" dedi. İmam Ali (a.s), Fatıma'nın (s.a.) vasiyetine uydu.
Fatıma (r.a.) diyor ki: "Rüyada babam Resulullah (sav)'ı gördüm. Ondan sonra başımıza gelenleri Peygamber Efendimize (sav) anlattım. Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: "Ahirette sizin için ebedî bir yurdumuz vardır. Bu ev dindarlar içindir. Birazdan bize geleceksin." ("Beytül-ahzan", Şeyh Abbas Kummi, s. 154-158.)