George Saunders, "Lincoln Bardo'da" (Lincoln Bardo'da)
Anlatı türünün ustası olan Saunders, ilk romanı için çıkış noktası olarak Amerika Birleşik Devletleri'nin en saygın başkanlarından birinin hayatındaki ünlü trajediyi seçti. Abraham Lincoln'ün oğlu Willie, 1862'de 11 yaşında tifüsten öldü. Başkan, İç Savaş tüm hızıyla devam ederken ve sonu belirsizken oğlu için yas tuttu. Saunders'ın romanı, Tibet Budist inancına göre ne öbür dünya ne de bu dünya olan bardo kavramını kullanır. Eser, mezarlığı çevreleyen belagatli seslerden oluşan bir mozaikten oluşuyor. Bu sesler, babanın oğlunun kederiyle "savaşta kararlı ve cesur" olma arzusunu birleştiriyor gibiydi.
Ludmila Petrushevskaya, "Metropol Otelden Gelen Kız" (Metropol Otelden Gelen Kız)
Ünlü Rus yazarlardan biri olan Petrushevskaya, 1938 yılında Moskova'da Kremlin yakınlarındaki Metropol Otel'de doğdu. Kızın çocukluğunda aile üyeleri, ailenin tanıdığı aydınlar "halk düşmanı" diye kurşuna dizilmişti. Çocukluğunda şiddetli ihtiyaç, açlık ve yalnızlığa maruz kalmıştır. Komşunun çöp kutusundan aldıklarını yedi ve ayakkabısı olmadığı için okula gidemedi. Petrushevskaya, bu zorluklara rağmen, Volga boyunca yaptığı yolculuğu, büyükannesinden Gogol hakkında duyduğu anıları ve opera binasının penceresine çıkıp oradan Rossini'nin "Seville Berberi" ni izlemesini sevinçle yazıyor. Bu kitap, Stalin döneminin çok eşsiz bir tasviridir.
Katie Kitamura, "Bir Ayrılık"
Kitamura'nın üçüncü romanı çok basit bir şekilde başlıyor: "Her şey Isabella'nın telefon konuşmasıyla başladı. O, Christopher'ı arıyordu." Isabella, Christopher'ın annesiydi ve oğlu, kendisinin ve karısının 6 aydır ayrı olduğu gerçeğini saklıyordu. Şimdi ortadan kayboldu. Bütün yalanlar ve sırlar açığa çıkar. Karısı onun izini sürer ve onu aramak için Atina'ya gider. Amacı kocasından boşanmasını istemektir. Kocasının yaşadığı otele gider. Kadın, kocasını Mani Yarımadası'nın her yerinde takip eder. Bu arayışı sırasında kocaları tarafından aldatılan kadınlar ve onların ihanete uğramış kocalarının hikayeleriyle karşı karşıya gelir. Çok duygusal bir gerilim filmi.
Steve Erickson, Shadowbahn
Romanda 2021 yılında Güney Dakota'dan geçen bir kamyon şoförü ufukta 2001 yılında bir terör saldırısında yerle bir olan Ticaret Merkezi'nin İkiz Kulelerini görür. Kalabalıklar sözde "Amerikan Stonehenge"i izlemek için burada toplandı. Buna paralel olarak Parker ve Zema, annelerini ziyaret etmek için Michigan'a giderken yan otoyoldan Towers'a giderler. Bu çalışmasında Erickson, Amerikan mitini ve Amerikan tarihini fantastik bir şekilde birleştirdi.
Glenn Frankel, "Öğlen"
"Day Afternoon" aslında Hollywood'un "kara liste" döneminde 32 günde çektiği bir western filminin adı. Bu, McCarthyciliğin Amerika Birleşik Devletleri'nde yaygın olduğu ve komünistlere zulmedildiği zamandı. Bu kitapta Pulitzer ödüllü Frankel, o "kara listenin" film endüstrisi üzerindeki etkisinden bahsediyor.
Anders Rydell, "Kitap Hırsızları" (Kitap Hırsızları)
Kitap, Nazi partisinin sanatsal mücevherleri yağmalamasını, edebiyata saldırılarını, solcu ve Yahudi yazarlara yönelik zulmünü ve Avrupa'daki kütüphaneleri yağmalamasını anlatıyor. Eserde, Üçüncü Reich'in düşman kütüphanelerinden çalınıp yakılan kitaplarla tarihi kendine uydurmaya çalıştığı söyleniyor. İsveçli yayıncı ve gazeteci Rydell, Avrupa çapında çalınan ve kaybolan milyonlarca kitabın izini sürüyor.
Vivek Shanbag, "Ghachar Ghochar"
Hintli yazar Shanbag'ın İngilizce'ye çevrilen romanı, sevgi dolu bir aileyi konu alıyor. Bu aile, anlatıcının kendisini, anne babasını, amcasını, kız kardeşini ve karısını içerir. Babanın erken emekli olmasıyla birlikte ailenin geçim kaynakları bozulur ve şiddetli yoksulluk başlar. Bu sırada amca yardıma gelir. Kerala'dan baharat satın alan ve bunları yerel dükkanlara satan bir şirket kurar. Aile yavaş yavaş iyileşiyor. Önce bir kulübeden eski bir daireye taşınırlar. Ancak zenginleşmeye rağmen, ailenin hayatı, annenin sözleriyle değilse de "geçip gidiyor".
Stephen O'Shea, "Alpler" Alpler
O'Shea'nın bu kitabı bir seyahat günlüğüdür. Yolculuk bir İsviçre gölünün kıyısında başlar ve İtalya'nın Adriyatik kıyısındaki Trieste'de sona erer. Yazar, yol boyunca gördüğü insanlardan ve en önemlisi tarihle ilgili yerlerden bahsediyor. James Bond filmlerinin çekildiği yerlerden bahsediyor. Yazar ayrıca bir İsviçre gölünün kıyısındaki bir villadan da bahsediyor. Burada Mary Shelley, 1816'da Frankenstein'ı tasarladı. Yazar Arthur Conan Doyle, Davos yakınlarındaki başka bir yerde ilk kez 1894 yılında kayak yapmayı öğrendi. Burada Sherlock Holmes'u "öldürmeye" karar verdi. Bu kitap aynı zamanda Nazilerin paha biçilmez sanat incilerini saklamaya çalıştıkları tuz madenlerinden de bahsediyor. Heidiland aynı zamanda Mozart'ın doğum yeridir.
Fotoğraf kaynağıWILLIAM MORROW
Christina Baker Kline, "A Piece of the World" (A Piece of the World)
Kline'ın yeni romanının kahramanı, Andrew Wyeth'in ünlü tablosu "Christina'nın Dünyası"ndan Christina Olson. Çocukluğundan beri bir hastalık yüzünden sakat kalan Christina'nın kaçma arzusu, Harvard'lı bir öğrenciyle 4 yıllık aşkının sona ermesiyle sona erer. Bir gün sanatçı Wyeth, Christina'ya evlerini atölye olarak kullanmak istediğini söyler. Bundan sonra sanatçı ile kız arasında gerçek aşk başlar. Sanatçı sonsuza kadar burada kalmış ve eserlerinde buraları resmetmiştir. Baker, "Bazen bir akıl hastanesi, bazen bir hapishane ama bu ev her zaman benim evim oldu" diye yazdı.
Ethel Rohan, "O'nun Ağırlığı" (O'nun Ağırlığı)
Ethel Rohan'ın ilk romanının kahramanı Billy Brennan, aslında çok nazik ve sessiz bir İrlandalı. Genç oğlu az önce intihar etti. Keder babayı strese sokar. Bu stres sürekli bir şeyler yemesine neden oluyordu. Bu sefer 180 kiloya ulaşıyor. Sonuç olarak, zavallı Billy Brennan "ahmak" lakabını kazanır. Ancak bitmeyen kederinden kurtulmak için baba, intiharları önlemek için bir yardım kampanyası başlatır. Bach çok hüzünlü ve umut dolu bir kitap.
Bu makalenin orijinalini İngilizce olarak BBC Culture sayfasında okuyabilirsiniz.
Fotoğraf kaynağıWILLIAM MORROW 