Bencillik ve Lider Olmanın Zorlukları
Mücadele veya hırs. Aralarında bir açıdan büyük fark olsa da diğer açıdan ele alınan kavramlar arasındaki fark çok daha azdır. Diğer bir deyişle, bazen mücadele ve hırs birbirinden ayrılamaz. Time dergisinin 13 Şubat 2006 tarihli sayısında hırs arzusunun bazen amansız bir mücadele yarattığını belirtiyor. Dünyayı toplamı "0" (sıfır) olan bir oyun olarak tanımlayan dergi, bu fikrini şu şekilde açıkladı.
"Ailen için avladığın bir hayvan veya işgal ettiğin toprak, başka bir aile için daha az hayvan veya toprak demektir. Yani siz zenginleştikçe birileri fakirleşiyor ya da tam tersi."
Aynı zamanda bu arzudan doğan hırs ve mücadele azmi de herkese eşit dağılmıyor. Kişinin genetiğine, soyu veya sosyal çevresine göre bu istek artabilir veya azalabilir. Amerika'daki Soca Üniversitesi'nden Edward Lowe, elde etme açgözlülüğü de diyebileceğimiz bu arzuyu dile getiriyor. "Her toplumda bazı insanlar, sosyal çevredeki konumları ne olursa olsun, daha iyiye ulaşmak için diğerlerinden daha saldırgandır.
Başka bir çalışma, yukarıda belirtilenlerin insan geni ile yakından ilişkili olduğunu ortaya koydu. Yani bazı toplumlar daha kaygılı ve saldırgandır. Örneğin Amerika Birleşik Devletleri'nde toplumsal bilinç "önce ben" şeklindedir. Bu Amerikan tarzı model, bazılarına başarı ve zenginlik verirken, bazılarını yoksulluk içinde bırakıyor. Aynı zamanda söz konusu açgözlülük silahının o kişiye doğrultulma olasılığı da yüksektir. Bir yandan risk ve toplum arasındaki tabakalaşmayı artıran bu kavram ülkeden ülkeye farklılık göstermektedir. Araştırmacı Demerath, iki farklı toplum arasında yaptığı araştırmanın sonucunu bu şekilde ifade etmektedir.
Tipik bir Amerikan ortamında büyüyen çocuklarda başarı duygusu zamanla o kadar gelişir ki, hızla kopya çekme ve akranlarını yüzüstü bırakma gibi yollara yönelirler.
İkinci toplum Yeni Gine'dir. Gineli çocuklarla bir yıl geçiren Demerath, onların öğrenme alışkanlıklarına odaklandı. Araştırmacı, sonucun Amerika'dakinden oldukça farklı olduğu sonucuna vardı. Dolayısıyla çocuklarda bireysel değil toplu öğrenme alışkanlığı hakimdir. Yani daha eğitimli küçükler okulda öğrendiklerinden dolayı diğer akranlarını eleştirmezler ve kendilerini onlardan üstün görmeye çalışmazlar. Çünkü ülke tarım ve balıkçılıktan gelir elde ediyor ve hastalık nedeniyle tarlasına bakamayan bir çiftçinin yerine geçmesi toplumsal fayda açısından çok önemli. Bu bakımdan Yeni Gine'de eski ve yeni nesiller daha fazlasını başarma hırsıyla savaşmıyor.
Aynı zamanda kolektivizm her zaman uzun sürmez ve ortama göre değişebilir. Örneğin bir zamanlar Amerika'ya gelen İspanyol yerleşimcilerin Yeni Gine'de olduğu gibi toplu çalışmaya ağırlık vermelerine rağmen zamanla Amerikan ortamında yerli nüfusa göre daha başarılı oldukları gözlemlenmiştir. Araştırmacı primatolog (primatları inceleyen kişi) Frans de Wall, şempanzeleri gözlemledikten sonra bu sonuca vardı. Kenarda duran ve sakin görünen bir şempanze fırsat bulduğunda, şempanzeyi tahttan indirebilir ve bambaşka bir karaktere bürünebilir. İnsanların %90'ının böyle olduğuna inanıyorum.”
Ancak çok fazla hırs veya daha fazlasına sahip olma açgözlülüğü beraberinde bir takım tehlikeleri getirir. Yani üstün olma isteği tansiyon ve kalp hastalıkları, stres, bakımsızlık gibi bir takım sorunlara neden olur. Bir örnek lider solucanlardır. Yapılan araştırmalar sonucunda bu hayvanların kanlarındaki kolesterol miktarının son derece yüksek olduğu tespit edildi. Aynı zamanda lider şempanzelerde kalp hastalıkları da yaygındır.
Kaynak: Zaman, 13.02.2006
Kaynak. bilgibazarı.com