Kahraman anne! (SSCB)
8 Temmuz 1944'te SSCB'de çok çocuğu olan annelerin "kahraman" unvanı almasına ve madalya ile ödüllendirilmesine karar verildi. sipariş.
Kahraman anne. 10 çocuklu ailelere çok çocuklu aile, annelere kahraman denildi ve bu ailelere değer verildi. Çeşitli yerlerde annelere kahraman unvanı verildi ve yıllar içinde binlerce kadına bu unvanlar verildi. Ancak çocuk sayısına göre farklı yerlerde değiştirilmiştir.
Azerbaycan'da yanılmıyorsam 5 çocuklu anneler zaten kahraman anne sayılır ve "Kahraman Anne", "Şöhret", "Annelik" gibi nişan ve madalyalarla ayırt edilirdi. Şan", "Annelik Onur" emirleri.< /p> Ama şimdi kahraman bir anne var mı? Var ama azınlıkta. Ya da kahramanlığına bakar. Annem ve benim 7 çocuğumuz oldu. Dedem öldüğünde en büyüğü 12, en küçüğü 6 aylıktı. Bebekler ve çocuklar - anneannem bu çocukları okuma yazma bilmedikleri halde (o zamanlar babalar kız okutmayı tercih etmiyor, anneannemin babası okumasına izin vermiyordu) kimse yetim demesin diye bu çocukları tek başına büyüttü. . Bir parça ekmeğe, giysiye ya da başka bir şeye ihtiyaçları yoktu. Geceleri uyumadı, sabahları teslim edip parasını alabilmek için elbise dikmeyi bitirdi.
Her şey kıt olduğunda iş ve her şey bol olduğunda aşırı yorgunluk, can sıkıntısı, tembellik. Her şeyin bol olduğu, teknolojinin ilerlediği günümüzün yorgunluğu ağır ve ilginç. O zamanlar çamaşır makinesi, otomatik sıcak ve soğuk su, pampa yoktu; bir dadı bile tutmazlar. O zamanın kadınları merak eder gibi çocuklara bakıyorlardı. O zaman "öf" bile demediler. Çocuklar boyamayı bitirdi ve düzgün bir şekilde okudu. Şimdi 1-2 çocuğum var ve hepsi bu. Onları zorlukla büyütüyoruz. Şimdi diyoruz ki çocuk bakmak çok zor, çocuk tutmak imkansız. Parayı da alıyoruz. Ama çocuğun payını veren Allah, bereketini verir. Ayrıca evde 1 kap yemek varsa iki kişiye yeter, iki kap yemek üç kişiye olursa vesaire çok şükür herkes doyar demektir. Ama bu da bizi tatmin etmiyor Yetiştirdiğimiz 1-2 çocuk da toplumun olumsuz etkisinden etkilenmiş ve olumsuz özellikler taşıyor (tabii bu dediğim herkes için geçerli değil). Bu, onu düzgün büyütmediğimiz anlamına gelir, bu nedenle zayıf düşer. Ama neyi doğru yapıyoruz?
Annelerin önünde eğiliyorum. Ama her zaman söylediğim ve arkasında durduğum bir söz var: Annelik çocuk doğurmamaktır. Annelik, dizi film izlesin, rahat otursun diye çocuğu saatlerce bilgisayar başında tutmak, sonra çocuk alışınca dizine vurup dizine vurup vurmamak değildir annelik. Tümü. Annelik, kadının gücü yerinde, güzel olsun diye çocuğu kendi sütünden mahrum etmek değildir, çocuk uyusun diye çocuğun çayına, suyuna ilaç katmamaktır... Annelik başka bir şeydir. Bu duyguyu henüz bilmiyorum, yaşamıyorum, neden bu kadar çok konuştuğumu bile bilmiyorum ama nasıl kendim olabilirim. Her halükarda gördüklerim ve öğrendiklerim benim için bir ders niteliğindedir. Gördüğüm olumsuzluklardan üzülerek, olumluluklardan ise seve seve ders alıyorum. Bence artık kahraman anne yok. Sadece farklı düşünceleri, özellikleri ve mizaçları olan anneler var. Aslında kahraman olmak kolay değil, kahraman olmamıza bile gerek yok, sadece görevimizi canı gönülden ve edepli yapalım, o kadar. Bedelini Allah verir inşallah. < /ins>Kaynak site. kaizen.az