Hayata iyimser bir bakış: Pollyanna sendromu
Bu sendromla ilgili fikirler ilk olarak 1978 yılında Matlin ve Stang isimli psikologlar tarafından ortaya atılmıştır. "Pollyanna sendromu", kişinin kötü olaylarda bile sadece olumlu tarafını görebilmesidir. "Dünyaya pembe gözlüklerle bakmak" sendromu olan kişilere atfedilebilir. Arabası bozulan bir kişinin morali bozulmaz ve yürümenin sağlığa iyi geldiğini düşünür.
Bu sendromu araştırmak için psikologlar "Polyanna" çalışmasına yöneldiler. "Polyanna", Amerikalı çocuk yazarı Eleanor Porter tarafından 1913'te yazılmıştır. Eser, kısa sürede çocuk edebiyatının bir örneği olarak çocukların, özellikle de kız çocuklarının çok sevdiği bir eser haline gelmiştir. Romanın yayınlanmasından sonra kahramanı Pollyanna, edebiyatçılar tarafından en iyimser edebi karakter olarak adlandırıldı.
Kitap, 11 yaşında öksüz kalan, bir zamanlar zengin olan annesini fakir bir çocukla evlendiği için affedemeyen ve yıllarca kin beslediği teyzesi tarafından evlat edinilen bir kızın öyküsünü anlatıyor. kamusal eleştiriden kaçmak. Bir süre sonra kızın alışılmadık karakteri ve saf kalbi, sert ve soğuk teyzesi Polly Harrington'u yumuşattı. Pollyanna'nın babası tarafından öğretilen "Zevk Oyunu" kısa sürede memleketinde ünlü olmasını sağlar. Bu oyuna göre insan hayatında başına gelen tüm olayların iyi tarafını bulabilmelidir. Bu olaylar ne kadar zor olsa da oyun bir o kadar ilgi çekici hale geliyor.
Hatta daha eğlenceli ve kolay anlaşılır "her kötünün bir iyisi vardır" mantığı esere yansımış. Bu oyun sayesinde Pollyanna her zaman mutlu, neşeli, canlıdır. Aynı zamanda havasıyla da çevresindekilere neşe kaynağı oluyor: Polly teyzesinin soğuk ve sıkıcı hayatına sıcak bir soluk getiriyor, somurtkan ve huzursuz John Pendelton'ın bencil karakterini değiştiriyor, konuşuyor. Hayata kin besleyen ve yatak hastası olan Karlı Hanım'a kendisinden daha kötü durumda olanlara karşı hayatında güzel olan şeyler olduğunu gösterir ve onu bu ıstıraptan kurtarır her şeyi yapar yetim Jimmy Bean'in sıcacık bir evde rahat bir şekilde yaşamasını sağlamak için elinden gelenin en iyisini yapar ve sonunda kızgın teyzesi ile yıllar önce ayrılan Thomas Chilton'ı barıştırmaya yardım eder.
Hayata pozitif bakan yazar, bardağın dolu tarafını gören, başına gelenlere sabreden ve her şeye şükretmek için sebepler bulanların hayatlarını olumlu yönde etkileyeceğini eserinde açıkça göstermiştir. hayatlar ve etraflarındakiler.
Ancak kulağa ne kadar iyi gelse de Pollyanna sendromunun dezavantajları da var. Bu sendromdan muzdarip olan kişi, gerçeği göremez ve kendisini "iyi" bir dünyada yaşayan "kötü" bir insan olarak düşünür.
Pollyanna sendromu çoğunlukla ebeveynleri tarafından sevilmediğini hisseden çocuklarda görülür. Çocuk, ebeveyne kendini göstermek için kabuğundan çıkar. Sonuç olarak, kişisel arzularını ve hayallerini hissetme yeteneğini kaybeder.
Bu hastalıkla sadece bir Kemal Sunal filmi izlemek istiyorsanız izleyin