Müslümanlara göre İslam Peygamberi (sav)'nin arzusu dinin belirleyici meselelerinden biridir ve Kur'an-ı Kerim'de açıkça zikredilmiştir. Miraç yolculuğu Kur'an-ı Kerim'in iki suresinde kısaca zikredilmiştir - biri "İsra", diğeri "Necm" (1-18. ayetler). Bu yazımızda önce "meraj" kelimesinin anlamından sonra "meraj" destanından bahsedeceğiz:
1. İLGİNİN ANLAMI
Meraj'ın gerçek anlamı: Meraj, yükselmek, yükselmek anlamına gelen "uruj" kelimesinden türemiştir. Duanın göğe yükseldiği geceye "Leyletü'l-Meraj" (Miraç Gecesi) denir. Yani merajın özü, dünya aleminde ve yüksek alemlerde seyretmektir.
Miraç'ın terminolojik anlamı: İslam'da Hz. Rivayetlere göre o Peygamberin hac ziyareti iki safhada olmuştur:
a) Miraç gecesi Mescid-i Haram'dan Mescid-i Aksa'ya götürüldü. "İsra" suresi 1. ayette bu konuda şöyle denilmektedir:
"Kulunun (İslam Peygamberi (s.a.v.)) bir gece (Mekke'de) Mescid-i Haram'dan Mescid-i Haram'a gitmesi için bazı ayetlerimizi göstermek üzere. -Etrafını bereketlendirdiğimiz Aksa (Beytül-Mukaddes), Allah saftır, mukaddestir. Şüphesiz O, her şeyi işiten ve her şeyi görendir."
Tarih kitaplarında bu aşamaya "isra" denir.
b) Bundan sonraki aşamada Hz. Bu gezide o Peygamber için "kudsi hadisler" beyan edilmiş ve bu hadislerde İmam Ali'nin (a.s) ilmi ve liderliği tasdik edilmiştir. Peygamber Efendimiz (sav) bu seyahatinde cenneti ve cehennemi görmüştür. Cennet ehlinin durumu ve onlara verilen nimetler, Cehennem ehlinin ve onlara verilen azaplar, Peygamber Efendimiz (sav) tarafından gözetilir. Bu aşamaya "meraj" denir.[3]
2. MERAC DEstanı
Dini metinlere dikkat edecek olursak bu ziyaret kısaca şöyle ifade edilebilir: "İslam Peygamberi (sav)'nin gece müşahedesi Mekke'deki ikametinin son yıllarında olmuştur.[4] Ancak yılın hangi gecesi olduğu hakkında kesin bir bilgi yok. Allame Meclisi "Biharu'l-envar" kitabında bunun üç geceden birinde olduğunu zikretmiştir: 1. Rebiülevvel ayının 17. gecesi; 2. Recep ayının 27. gecesi; 3. Ramazan'ın 17. gecesi.[5] Peygamber (s.a.v.) o gece Ebu Talib'in kızı Ümmü Hani'nin evinde iken Miraca gitti. Hazretlerinin Mescid-i Aksa'dan göğe olan yolculuğu bir gecede oldu.
Peygamber (s.a.v.)'den rivayet edilmiştir: "Ben Ümmü Hani'nin evinde uyuklarken Cebrail geldi ve: "Ey Muhammed, kalk!" dedi. Ayağa kalktım. Elimi tuttu ve beni Zemzem kuyusuna götürdü. Bir meleğe: "Zemzem ve Kevser suyundan biraz su getir ki Muhammed abdest alsın" dedi. O melek su getirdi, ben de abdest aldım. Cebrail'in talimatıyla Mescid-i Haram'a girdim. Sonra Cebrail elimden tutup beni mescitten çıkardığında kapının önünde Burak'ı (Burak adında bir at) gördüm. Gabriel bana şöyle dedi: "Min. İbrahim Peygamber, Kabe'yi ziyaret ettiğinde ona binerdi. Bindim ve beni Mescid-i Aksa'ya, oradan da göğe çıkardı. Orada garip şeyler gördüm, yaratılış sırlarını öğrendim ve ardından Burak beni Mekke'ye geri götürdü.
Rivayetlere göre Burak, Medine, Küfe Camii, Sina Dağı, Hz. Sonra Mescid-i Aksa'ya girdi, orada namaz kıldı ve göğe yükseldi.
İbn Hişam "Es-sıratün-Nebeviyye" adlı kitabında Ümmü Hani'den "mirac" hadisini şöyle nakletmektedir: "Resûlullah (s.a.v.) o gece benim evimdeydi. Yatsı namazını kıldırdıktan sonra yatsıya gitti. Biz de uyuduk. Sabaha karşı bizi uyandırdı ve sabah namazını birlikte kıldık. Sonra bana dedi ki: "Ey Ümmü Hani, bildiğin gibi, seninle bu evde yatsı namazını kıldım, sonra Beytü'l-Mukaddes'e gittim ve orada birkaç rekât kıldım. Gördüğünüz gibi burada yine sizinle sabah namazını kıldım.” Peygamber (s.a.v.) bunu söyledi ve ayağa kalktı. Gitmek istediğinde elimi atıp elbisesinden tuttum. Dedim ki: "Ey Allah'ın Resulü, bize anlattıklarını başkalarına söyleme, yoksa seni inkar ederler ve seni incitirler. Hazret, "Vallahi onlara da anlatacağım!"
Ümmü Hani, Habeşli cariyeme: "Peygamber (s.a.v.)'e uyun da halka ne diyeceğini görün" dediğimi söyler. O zaman bana onları söyle! Hizmetçi evden çıktı ve eve dönünce şöyle dedi: "Peygamber (s.a.v.) mirac ziyaretini halka haber verince şaşırdılar ve: "Sizde onun sözlerinin doğruluğuna dair bir deliliniz var mı? Doğruyu söylediğini nereden bileceğiz?” Hazreti onlara: "Benim delilim falan filan kervandır" dedi. Şam'a giderken onları filanca yerde gördüm. Develeri Burak'ın hareketinden ürktü, biri kaçıp gözden kaybolunca yerini gösterdim. Yolculuktan dönerken Zajnan'da (Mekke yakınlarında) filanca bir kervana rastladım. Hepsi başlarını bir su ceketi ile örterek uyuyorlardı. O kervan Mekke'ye "Tanim" geçidinden girecek. İşareti, önlerinde hareket eden kahverengi bir devedir. Üzerine yüklenen iki çantadan biri siyah. Halk bunu duyunca "Tanım" vadisine gittiler. Peygamber (sav)'in bildirdiği âyetleri gördüler. Halk, develerin o kervanın Mekke'ye girmesinden korktuklarını ve hatta birinin kaybolduğunu duyunca, bunun doğruluğunu tasdik ettiler.
Allame Tabatabai şöyle yazıyor: "İsra" ve "meraj" inkar edilemez bir gerçektir. Çünkü Kur'an-ı Kerim'de geçiyor ve "mütevatir" hadisler masum imamlar aracılığıyla Peygamber Efendimiz (sav)'den naklediliyordu.[9] Burada o hadislerden ikisini zikretmekle yetiniyoruz:
a) İmam Cafer Sadık (a) şöyle buyurmaktadır:
"Dört ay" Onlardan birini inkar etme, bizim işimiz değil: o bir kuş. Soru-soru, cennet ve cehennem
afa<'nın kökeni ve gelişimi /strong>ati.”
b) İmam Rıza (a) şöyle buyurmaktadır:
"Deny Merajen sxxs, he Allah korusun /strong>sulun (a) reddedildi.”
Kısacası hac, geçmişte düşünülemez olsa da, modern bilim ve teknoloji insanlara bunun mümkün bir iş olduğunu düşündürmektedir. Buna rağmen İslam kaynaklarında "tevatür" sınırına varan kesin deliller, Cenab-ı Hakk'ın, Peygamberi (sav)'ni geceleyin süratle göğe çıkardığını göstermektedir.
Yazar. Rza Şukurlu
Kaynak. (Maide.az)