Sınıf öğretmeni, bir çocuğun hayalleriydi araştırmak Hayal kurmanın insan ruhunu ne kadar rahatlattığını ve onlar için ne kadar gerekli olduğunu ifade ettikten sonra:
- Görelim! dedi. Bu gece ne gördün?
Çocuklar teker teker ellerini kaldırarak hayallerini anlatmaya başladılar. O haftaki rüyaların çoğu, üç gün önce meydana gelen bir uçak kazasıyla ilgiliydi. Üstelik deli bir emekli eşini ve çocuklarını yol ortasında bıçaklarken...
Öğretmen arka sıralarda oturan bir öğrencinin elini kaldırmadığını görünce yanına yaklaştı:
- Nasılsın dostum? - diye sordu. Yoksa hiç rüya görmez misin?
Küçük çocuk kızararak:
-Tabii ki görüyorum, gülümsedi. Ama benim hayallerim çok farklı.
- O zaman bana ne gördüğünü söyle! - dedi öğretmen. Aynı şeyleri görmek zorunda değilsin.
Küçük çocuk:
- Dedemle gittiğim balığa çıktım gördüm! - dedi. Köyümüzün yakınındaki vadideydik. Ve büyük bir balık yakaladık ve eve götürdük.
Öğretmen çalışmasına bir sonraki derste devam etti. O haftaki rüyaların büyük çoğunluğu, petrol zengini bir ülkenin bombalanması sırasında ölen yüzlerce çocuğu içeriyordu. Diğer rüyalar ise ünlü bir şarkıcının bacağından vurulması ve bir iş adamının kaçırılmasıyla ilgiliydi.
Arka sıradaki öğrencinin bu sefer elini kaldırmadığını gören öğretmen yanına giderek rüyasında ne gördüğünü sormuş.
Küçük çocuk dışarıdaki karlı dağlara baktı:
- Geçen hafta çok kuzular doğdu! - dedi. Rüyamda onları dağın yamacındaki pınara götürdüm. Bu arada çiçeklerle konuştum ve gökyüzündeki kuşlarla yarıştım. Ben de onlar gibi havada uçuyordum.
Öğretmen araştırmasını derinleştirdiğinde, çocuğun diğer erkek kardeşlerinin de aynı tür rüyalar gördüğünü öğrenmiş. Dedesi bile onlar gibiydi.
Sonunda merak etti:
-Hep böyle rüyalar görmen hayret verici!- dedi. Her biri bir film gibi. Ya da bunun bir formülü var mı?
Küçük çocuk:
- Bilmiyorum hocam!..- gülümsedi. "Televizyon alamayacak kadar fakir olduğumuz için, belki Allah bize bu filmleri gösteriyor" diye cevap verdi.
Kaynak. kaizen.az
