KÖTÜLÜĞÜ İYİLİKLE AŞIN!

KÖTÜLÜĞÜ İYİLİKLE AŞIN!

Başkalarının kötülüklerine karşılık iyilik yapmak İslam'ın katı emirlerindendir ve bu davranışın bireysel ve toplumsal etkileri yadsınamaz. Zorlukla geçen modern hayatımızda insanın İslam'ın bu talimatına uyması zordur. Her gün sokaklarda ve pazarlarda, çevremizde, iş yerlerimizde o günkü davranışlarımızı etkileyen böyle manzaralarla karşılaşıyoruz. gözden kaçmaz ve hayatımızı etkiler. Bu nedenle tanıştığımız insanlara karşı doğru tutum ve sosyal etkileşimlerimizde doğru bakış açısı büyük önem taşımaktadır. İslam'ın insanlara nasıl davranılacağı konusunda harika bir telkin ve tavsiyesi vardır. Bu öneri ve öğüt basit olduğu kadar ilericidir: "Başkalarına iyilik yapın." İslam'ın bu konudaki ilk talimatı, iyiliğe karşılık vermek, yani iyiliğe iyilikle karşılık vermek gerektiğidir. "Er-Rahman" suresinin 60. ayetinde şöyle buyurulmaktadır: "Meg< em>er iyilik Sadece iyilik değil mi? İkinci talimat bu aşamadan daha da zordur. Yani kötülüğe karşılık iyilik yapmak gerekir. Bu, Kur'an-ı Kerim'in "Müminun" Suresi'nin 96. ayetinde şöyle bildirilir: "Slerkötüyü iyilikle şikayet et, Yap!" "Fussilet" suresinin 34. âyet-i kerimesinde şöyle buyurulur: "İyi ve kötü aynı olamaz güçlüz! Ss (kötü) ile iyi af! Bel olunca /em>sxy arasına, sanki yakın bir arkadaşmışçasına gir n!”

İKİ GÜZEL

Bahsedilen ayetlerden, başkalarına iyilik yapmanın, hatta onların kötülüklerine karşılık vermenin, biri bireysel, diğeri toplumsal olmak üzere iki önemli etkisinin olduğu açıkça görülmektedir: 1. Düşmanlığın dostluğa dönüşmesi: Kötü davranışlara verilecek en güzel karşılık vermek, taviz vermek, bağışlamak, sevgi ve samimiyettir. Bunu peygamberlerin, velilerin ve evliyaların hayat tarzlarında gözlemliyoruz. Tıpkı "Fussilet" suresinin 34. ayetinde işaret edildiği gibi:

"S" (kötüyü) iyiyle değiştirin!
Bel olunca aranıza girme İş iştir /strong>xi, sanki yakın bir arkadaşını görüyormuşçasına an!” 2. Kötülükleri toplumdan uzaklaştırmak: İslam toplumunda, ilişkilerin korunması, ihmal ve günahın açtığı yaraların sarılması için İslam'ın en güzel talimatı, başkalarına iyilik yapmak, onların hatalarını görmezden gelmek, intikam ve öç alma duygularını bastırmaktır. İslam'ın bir Müslümana tavsiyesi şudur: Eğer bir Müslüman sana kötülük yaptıysa, ona rakip olma, ona zarar vermeye çalışma, bilakis zararlı rekabeti ortadan kaldırmaya çalış. Çünkü düşmanlık ve rekabet duygusu ortadan kalktığında toplumdaki kin ve düşmanlık dostluk ve sevgiye dönüşecek ve bu da o toplumun her alanda ilerlemesine neden olacaktır.

GÜZEL!

Burada ayrıca bazı kişilerin verilen ayetleri yanlış anlamalarına neden olabilecek bir incelikten bahsetmeyi gerekli görüyoruz. Bu da, düşmanın sizin iyiliğinizi kötüye kullanmadığı, bunu sizin acizliğinize ve zayıflığınıza bir alamet olarak görmediği, cesaretini, cesaretini ve size karşı saygısızlığını artırmadığı zaman İslam'ın uygun talimatının geçerli olduğu anlamına gelir. Öte yandan bu talimat, zulme ve haksızlığa boyun eğmek, haksızlıkla barışmak, zalimle işbirliği yapmak ve habis düşmanın ayartmalarına boyun eğmek anlamına gelmez. İşte tam da bu nedenle "Fussilet" suresinin 34. âyet-i kerimesinde, gerekli talimattan hemen sonra, İslam Peygamberi (sav)'ne şeytani vesveselere kapılmaması ve Allah'a sığınması bildirilmektedir:

"Agtr şeytan tt svsssss bir yer bulun s >ni >Benmmemmm< /strong>m tyt o halde Allah'a sığının. Çünkü siz (her şeyi) işitiyorsunuz, bilen O'dur. Yazar. Rza Şukurle Kaynak. (Maide.az)
568 Views