HAYATININ SON GÜNLERİNDE İSLAM PEYGAMBERİ (S)
İslam Peygamberi (sav), hicretin 11. yılında Mekke'den dönerken Kadı-hum sahasında Mekke'de (Arafat) halkın gözü önünde ebediyete ereceğini ilan etmiştir. , hem de Medine'de. Vefatından bir ay önce de şöyle demişti: "Ayrılma ve Allah'a dönüş vakti yakındır. Yakında Gerçeğin davetini kabul edeceğim. İkinizin arasında ağır ve değerli
Bir emanet bırakıyorum: Tanrı'nın ve ailemin kitabı. Latif ve Her Şeyi Bilen Allah, bu iki emanetin "Kovsar" havuzunda benimle buluşmadıkça asla birbirlerinden ayrılmayacaklarını bildirdiler. O yüzden iyi düşün ve onlarla nasıl başa çıkacağını gör..."
Bir gün, İslam ümmetinin senin vefatından endişe duyduğunu Peygamber (sav)'e bildirdiler. Hastayken İmam Ali (a.s) ve Fazl ibn Abbas ile birlikte mescide gitti. Allah'a hamd ettikten sonra şöyle dedi: "Peygamberinizin ölümünden korktuğunuz ve endişelendiğiniz bana haber verildi. Benden önceki peygamberler ölmedi mi? Bilin ki, ben de, siz de Rabbimin rahmetine mazhar olacağız!”
Ertesi gün Peygamberimiz (sav), Hz. Ali (as) ve bir grup sahabinin yardımıyla "Baki" mezarlığına giderek Allah'tan bağışlanma ve ölüler için mağfiret diledi.
Ömrünün son günlerinde, sabah namazını mescitte kıldıktan sonra, Allah'ın Kitabı, Kur'an-ı Kerim ve Ehl-i Beyt'ini Müslümanlara bir kez daha nasihat etti: biri Allah'ın kitabıdır, diğeri ise Ehl-i Beyt'tir... Önlerine geçmeyin, yoksa ayrılırsınız, onlardan gaflet etmezseniz helak olursunuz." Sohbetten sonra Müslümanlar Resûlullah'ı (s.a.v.) gözleri bembeyaz evine gönderdiler.
Hz. Ali (asm), hasta yatağında gusülünü, kefenini ve namazını Hz. Ali'ye vasiyet edince, Hz. Korkarım bunu yapamayacağım!" Peygamber (s.a.v), İmam Ali'ye (a.s) yanına gelmesini işaret etti. Kılıcını, zırhını, yüzüğünü ve mührünü İmam Ali'ye (a.s) verdi ve onunla özel bir sohbet etti. ("Et-tabakatu'l-kübra", İbn Sa'd, cilt 2, s. 214.)
Peygamber (s.a.v.) hayatının son anlarında kızı Fatıma-Zehra (as)'ın ağladığını görünce onu yanına çağırdı ve ona bir söz söyledi. Zehra Hanım (PBUH) gülümser. Zehra Hanım'dan (pbuh): "Peygamber (sav) seni gülümseten ne söyledi?" - diye sorulduğunda Zehra Hanım (a.s.), babası Resulullah (s.a.v.)'in şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Sen benim ailemden bana katılacak ilk kişi olacaksın." (Et-tabakatü'l-kübra", İbn Sa'd, cilt 2, s. 238.)
Nihayet hicretin 11. yılında Safer ayının 28. günü Medine şehrinde İmam Ali'nin (a.s. "Mescid-ün-Nebiy" - vefat ettiği hücrede.
İmam Ali (a.s), "Nehcü'l-Belağa" nın 188. hutbesinde, Peygamber (s.a.v.s.)'in ebediyete erdiği anı şöyle anlatır: "Peygamber (s.a.s.) canını verdi, başı göğsümdeydi, ruhu bedeninden ayrıldı. o sırada ellerimdeydi ve ben (tebrikler) olarak elimi yüzüme koydum. Ben o Peygamberin (sav) guslünü aldım ve melekler (bu konuda) bana yardım ettiler. Derken ev ve çevresi (orada bulunanlar ve gelip giden melekler) ağlayıp feryat ettiler. Meleklerden bir grup alçalırken, diğer bir grup da yükseliyordu. Hz. Böyle bir durumda ona hayatta ve ölümde benden daha yakın ve daha layık kim olabilir?!"
Allah'ın salât ve selâmı âlemlerin en şereflisi Hazreti Muhammed'in üzerine olsun!
Yazar. Rza Şukurlu
Kaynak. Maide.az